19 Kasım 2011 Cumartesi

hayal meyal özlerken


kiminledir bilmem. 
ne ile doyurur karnını,
hiç akıl etmedim sormayı.
ruhuna düşkündür öyle...  
bir yara izi olmalı,
Elden ayaktan düşme.
Akşamları ayrı sabahları ayrı istedim.
sayıkladığım çoktur fakat
nefes nefese teninde de gezindim.
vakti geçti!..
göz ucuyla süzdüm… 
kötüydü tabi!
yoktu...
birgün seninle geçer ömrüm,
sende kalırım...
Anlamam ben, yoksan eğer!
daha kötüsünü düşünmem!
hayal meyal özlerken,
senden kalırım...

---

Bir yıl oldu; yazdıklarımla kaldım...
Yorumları ile beni her defasında cesaretlendiren değerli insanlarım, çoğunuz sayfalarınızdaki gibi özelsiniz! Her sayfanız bende bir hatıra...
18.11.2011 
00.18

6 Kasım 2011 Pazar

Öyle ki... Bilmiyorum.


     Neylersin, nereye gidersin?
Nasıl başlarsın bu şiire!
     Sordukça bir hengâme.
                 belki daha fazlası
                      Öyle ki... Bilmiyorum.

     Bendeki bu kaskatı bekleyiş, sonsuz bir arayış.
Bazen aklım almıyor!
     Suçüstü düşüyorum yüreklere.
                belki daha fazlası
                     Öyle ki... Bilmiyorum.

     Bir ömürlük yaşamı birçok ömre böldüm.
Ne tadımlık ölüm!
     İşi gücü bırakıp son nefese dek aşka gömüldüm.
                belki daha fazlası
                     Öyle ki... Bilmiyorum.

     Başucumdaki kapana bağlandım.
Benim asıl sancım, açıklarımda kıstırılan göz yaşlarım.
     Hep biraz daha utandıran.
                belki daha fazlası
                     Öyle ki... Bilmiyorum.

     İyice gizlenmeli. O kadın o kadını;
O kadın da o kadını bilmemeli.
     Ne seninim ne senin!
                belki daha fazlası
                     Öyle ki... Bilmiyorum.

     Seni seviyorum! Seni de seviyorum. Seni de...
Ardından inim inim inlerken buluyorum kendimi.
     Bağışla beni! Bağışlayın beni.
                belki daha fazlası
                     Öyle ki... Bilmiyorum.

     Biri cani der, bir diğeri alçak diyemez.
Dili düğümlenir anlarsın!
     Benden ne istedin? demesi yok mu?
     Güç durum bu.
                belki daha fazlası
                     Öyle ki... Bilmiyorum.

     Hayal kırıklıklarını, dünya kadar yalanı;
omuzlarıma alıp yarına taşınırım.
     Tükenirim tükenmesine, ya sonra?
                belki daha fazlası
                     Öyle ki... Bilmiyorum.

     Gizli bir mutsuzluk sarardım kendime.
Ateşini uzatırdı, ben en çok ona yanardım.
     Ha bugün ha yarın, anlar diye korkardım.
                belki daha fazlası
                     Öyle ki... Bilmiyorum.


...
...
Uzakta beklediğim bir kadın
Elimden tutar bir başka kadın
Yatağımda-kiyle bugün tanıştım.
    Kısacası birkaç kadın.
                belki daha fazlası
                     Öyle ki... Bilmiyorum. 

Eylül-Ekim 2011
---

Paylaşırken çok düşündüm, kestiğim kısımları oldu; kitaplaştırma çabam başarıya ulaşınca tamamını yayınlamayı düşünüyorum. Yine uzun bir aradan sonra... 
Hep yazıyorum ya buraya:
İnsan Sevgisi Rehberimiz Olsun!..
Sizlere...

24 Eylül 2011 Cumartesi

Eylül


Ve Eylül gelir damdan düşer gibi
    henüz tutunamamışken sevgiye
dikilir karşıma gecenin sevgisizliği...


Saatlerce süren o sevişmeler
    ahh! o kuzguni sevişmeler
yerini bırakınca sessizliğe
muhtaç olduk sabah güneşinin teşekkürüne...


Unutulsun diyerek zorla kapatılınca
    kapılar
        pencereler
suçunu itiraf ederdi
her kapıyı anahtarsız açan cümleler...


Her baharda demlenir gidişler
    kirlenir yürekler etraflıca
yine aynı masal kandırır bizi
aslında gizliden gizliye kalmıştır gidenler...


Ve Eylül gelir ansızın aşikâr
    artık dilenme hakkı yoktur bize
kayıptır ardı ardına kayan yıldızlar...


Gökyüzünde çürümek vardı şimdi
    duymasın toprak huysuzlanır sarılır sıkıca
bırakır diye bir umut beklerken
yarım kalan aşkların altında
            rastladım imzama...


Sensiz de yaşanılır gibi bu dünya
    sahipken sırt çevirdiklerimin
çoktan yok olduğunu görünce
ait oldum hayatın boşluğuna...

ŞİMDİ BENİ SORANLARA

    GÜNAHLARIMDAN MI BAHSEDEYİM
YOKSA SENDEN Mİ?


Ve Eylül gelir hiç bekletmeden
    yalnızlığımızı yaz ayları bile unutturamamışken...

Ağustos-Eylül 2011

---

Yapı Kredi Yayınları tarafından hazırlanan ve editörlüğünü Murat Yalçın'ın yaptığı aylık edebiyat dergisi 'Kitap-lık'a göndermeyi düşündüğüm sonra vazgeçtiğim şiirim... Ömer Yalçın'a da yardım 'mail'i için teşekkürler.

İnsan sevgisi her dem taze kalsın...

7 Eylül 2011 Çarşamba

Adres ( 16. Kelime )


Seni bıraktığım yer!
Umutların arka bahçesi,
heyecana gelmeden,
birkaç özlem ötede...

Bu adres terk etmiyor beni.

---
Kayıp ( 17. Kelime )
---


Mim olayından biraz daha farklı olarak, bu gönderimi aşağıdaki on altı isme armağan ediyorum. Uzun bir aradan sonra gelip bir şeyler yapmak istedim. Evet! İnsan bir şeyler yapmak istiyor:

İnsanları keyifli bir ruh haline sokmanın başınıza gelen kötü bir şeyi anlatmaktan veya kişisel bir zayıflığınızı açıklamaktan daha başka yolları da vardır. ( Schopenhauer )

İnsan doğaya ne kadar yabancılaşırsa o kadar toplumsallaşır, ne kadar toplumsallaşırsa da o kadar kendine yabancılaşır. ( K. Marx )



crazywomenrosemary 
İnsan sevgisi rehberimiz olsun... 

Ebru'ma

21 Temmuz 2011 Perşembe

Mar adentro


Taze bir gülümseme boyundan yukarı
Sürüklüyor kayalardan aşağı
Hesaplanamayan med cezir
Ve içimdeki sen
Felçli mavi şiir...

---

İçimdeki Deniz'i izledikten sonra engel olamamıştım bu dizelere. İnsan sevgisiyle bir ömür...

23 Haziran 2011 Perşembe

Aylak Şiir


Adresine uğramaz yazdıklarım
Çoğu silinir ben yaşıyorken
Bir mektup ki özlemin soluğunda
Ve hiç hesapta varken
Çığlığında hasretin sesleri
Sıyrılıp kağıt kesiği görüntünden
Meğer ne zormuş geride bırakmak
Yokluğunu yalnızlığınla eşzamanlı dinlerken
Seslerim terk edilmiş
Sadece kayıpken duyuyorum onları
Nereden gelir nereye gidersiniz
Açıkçası sormaya bile korkarım
Anlarım yazdıklarım yine avare
Ve hiç hesapta varken
Bir sensin silinmeyen
Sessiz soluksuz yazılırken

2011

Hayal Bilgisi Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi
Teşekkürler...

---


Evde şiir besler oldum, lakin yanlış anlaşılmasın; beraberimde de her yere sırtlarım.


Yorumlarınızı görmek de ayrı tat...


İnsan sevgisi rehberimiz olsun... 

12 Haziran 2011 Pazar

pencereden





Önceleri her şey istediğim gibiydi…
Sonra istediğimiz gibi oldu…
Sonra istediğin gibi…
Ve sonrası yoktu artık.

Pencereden sana koşmak gelirdi
Pencereden
Pencereden sana bakmak gelirdi
Pencereden
Sonrası yoktu
 ancak
Perde arkasına kaçmak geldi
Pencereden


---

İnsan sevgisi rehberimiz olsun…
- yaklaşık iki hafta sonra yine burada olmak, abartısız; tıpkı nefes almak gibi -

20 Mayıs 2011 Cuma

Gidecek Gibi




Gidecek gibisin bu halinle
Gidecek değil de,
gidecek gibi…

Gibisinde teselli buluyorum!

Kalacak gibisin bu halinle
Kalacak değil de,
kalacak gibi…

Gibisine sövüyorum bu sefer de!

Kanlı bir muamma dolduruyor gözlerimizi;
tekrar sorduğumda,
"Gidecek gibiydim…" diyor yanımda kalıp.
Her adımında bir bir dökülüyor.
Benim durumum da farksız hani;
            " ‘Senin yokluğuna dayanırım elbet! ’ dedikçe,
                        umutlarımla daha sıkı sarılıyor
                                   bırakmıyorum,
                                               bırakamıyorum… "

Gelip geçen cümleleri çürüttük.
Yarım kaldım heyhat!
Uzaklara mı dedim
Yine ağladı…

---
2009-2010 yılları arasında yaşamış olduğum aşktan arta kalan şiir. Paylaşmayı son anda akıl ettim dostlar.

İnsan sevgisi rehberimiz olsun…

Unutmadan: Aylak Şiir adlı şiirimi yayınlayan Hayal Bilgisi’ne sonsuz teşekkürler…

2 Mayıs 2011 Pazartesi

Sürekli O Girdap




Hepinizedir nefretim…
Siz de ona benziyorsunuz!
Parçalanmış umutlarınız
günyüzü bekleyen sözleriniz var mesela…
Onun da vardı!
Ücra ve ıssız…
Yitik ve bade…
Bir başkaydınız zaten…
Yine kim hatırlattı bana?
İçinizden biri bir daha sen desin;
uçurumun başında yastayım,
kızacak değilim…

---

Sevgili CEPAYNASI, crazywomenrosemary ve ! ™ vєssєℓαм ! Mim'lemişler beni. Beğenerek takip ettiğim yüzlerce blog arasından, ilk 10'a rahatlıkla girebilecek olan bu blog sayfalarının yazarlarına bir teşekkürü borç bilirim. Mim'lerinizi cevaplayamadım yoğunluktan dolayı; darılmayın bana :((

Sevgiyle kalın...

Ebru'Ma...

22 Nisan 2011 Cuma

Güya



Uzaklara kaçırmıyorum gözlerimi,
yüreğimin kestiremediği yerlerde
aramıyorum hayatı.
Kim bilinmeze
            öylece koşturmak ister ki?
Siz beni,
sözüm ona
imkânsızın peşinde koşan
o güçlü insanlara mı benzettiniz?
 

2011 Mart

---
Bir haftasonu daha. Çalışanlar ve okuyanlar için sosyal aktivite zamanı. Rusça, Almanca, Çince öğrenmek isteyenler için iyi bir fırsat. Keman, piyano kursları ya da Tango... Neden olmasın?

Sevgiyle kalın. ( Atlıkarınca'yı izlemediysek izleyebiliriz, malumunuz haftasonu ) :))

17 Nisan 2011 Pazar

Mim'lenmişiz(1)

Sevgili  ! ™ vєssєℓαм ! ve Ds' Mim'lemişler beni, ilk oldu; güzel de oldu. 

Konumuz:

Kendi ruh halinizi anlatan, bir ezginin melodisiyle ya da bir şiirin satırlarıyla ya da bir veciz sözle ya da bir resimle aktarınız. Seçim sizin, hangisini istiyorsaniz.

Sırf Şiirsel Yorum:

Küçük Prens'i okuyanlar bilir, emek verdiğimiz için severmişiz öyle der yazar. Marks'ta derki:

'' Eğer Sevgi Üretmiyorsa Yüreğiniz Başarılı Bir Üretici Değilsiniz

Eğer, sen insanı insan olarak ve onun dünya ile ilişkisini de insani bir ilişki olarak görürsen; sevgiyi ancak sevgiyle, güveni ancak güvenle değiştirebilirsin. Eğer sanattan zevk almak istersen, sanat kültürüne sahip bir insan olman gerekir. Eğer öbür insanlar üzerinde etkili olmak istersen, gerçekten canlandırcı ve uyarıcı etkiye sahip bir insan olman gerekir. İnsan ile ve doğa ile ilişkilerinin her biri, senin gerçek bireysel yaşamının, iradenin nesnesine uygun düşen belirgin bir imgesi olmalıdır. Eğer sen karşılıklı sevgi uyandırmadan seversen; yani senin sevgin olarak, karşılıklı-paylaşımlı bir aşkı uyandırmazsa; eğer seven insan olarak senin yaşamsal etkinliğinle sen kendini sevilen kişi durumuna dönüştüremiyorsan, başarılı bir üretici olmadığın için senin aşkın güçsüzdür ve bu senin insanlığın adına bir talihsizliktir, gerçek mutsuzluktur. ''

Mimleyecek olursam :


ve daha niceleri... Hoşça kalın insanlarım; bilin ki sizlerleyim.

11 Nisan 2011 Pazartesi

rengarenk



yaşadım rengarenk
inat bu ya kurcaladım sorguladım biraz
her rengin karanlığıyla tanışmak
kaçınılmazdı tabi
sevdim kör kanlı kırmızı
aldattım fakat anla işte pembe
tutsaklığım soluksuz mavi
keşkelerin hatırı yok şiirlerimde
yasakladım yasaklamasına
amasına amansızca
Siyah beyaz olsaymış hayatım
Seçeneğim olmasaymış
Siyah yaşayıp
Beyaz ölmek gibi
korktuğum oldu sarı
unuttuklarım kahverengi
ne yeşiller koptu yüreğimden
yalnızlığım uzun soluklu pas turuncu
rengarenk hayatım
uzaklaştım uzaklaşmasına
amasına amansızca.
Siyah beyaz olsaymış zamanım
Seçeneğim olmasaymış
Siyah yaşayıp
Beyaz ölmek gibi
bir kerecikte geberme isteği

---
2010'un başlarında yazdığım bu şiiri dün gece tekrar göz ile süzdüm.
Sevgiyle, inançla; yaşama arzusu ile...
Hoşça Kalın.

26 Mart 2011 Cumartesi

Oysaki. . .

















Sevgimi kemiren şu isimsiz ayrılığa,
bütün kartlarımı açıyorum.
Vazgeçmiyorum ben, haberin olsun!
Oysaki ben korkak biriyim.
Uykusuzluk iyi gelmiyor gözlerime;
sensizliğin hayatıma iyi gelmediği gibi…
Düşlediğim sevginin yüceliğine inanarak,
bütün kartlarımı açıyorum.
Kuralına göre oynamak mı bilemem ama:
Senden vazgeçemiyorum ben, haberin olsun!
Oysaki ben korkak biriyim;
baş edemem yaşattıklarınla.
Senden vazgeçmem ben, haberin olsun!
Dilerim bir gün,
senden saklanamadığımı
sarıldığımızda birbirimize
gözlerim fısıldar gözlerine.
Oysaki ben korkak biriyim.
Ağlamak iyi gelmiyor gözlerime;
sessizliğin sensizliğe iyi gelmediği gibi…
Oysaki…


---
Fotoğraftaki arkadaşım Esra'dan izin almadım çünkü ona sürpriz yapacağım. ( Antalya )
Güzel günlere...

Ebru'ma...

20 Mart 2011 Pazar

Aklım yine kaybettiklerimle... ( ANA )


" Git buradan ihtiyar! "
" Seni asarlar! "
" Çabuk git buradan
geliyor!  "
Gorki’nın ANA’sı
                               çığlık çığlığa
haykırıyor
                               İnsanlığa…
"Özgürlük ve adalet ateşi
                               bir kez yandı
                                                     SÖNDÜRÜLEMEZ! "
" Hiçbir şeyden korkmayın! "
" Bütün hayatınız boyunca
                uğradığınız zulümden
                               daha kötüsü yoktur. "
                                                               dedi.
Jandarma kudurdu,
sivil polis çıldırdı,
halk sustu,
ben ağladım.
Aklım yine kaybettiklerimle…
---

Blog servislerine yapışan sansüre, sanal dünyadaki sansüre... vs. özetle hayata uygulanan sansüre, topyekün savaş!..
Güzel bir gün sizlerin olsun. Sevgiyle... 
sŞy.

9 Mart 2011 Çarşamba

Kadın ve Mutluluk

Diyorlar ki: ''Kadınların aşkları suya yazılmış inançları da kuma çizilmiştir.'' Ben de diyorum ki : '' Kadın ve Mutluluk yanı başımızda... ''

( Akdeniz Üniversitesi Felsefe Topluluğu'nda 8 Mart öncesi yaptığım sunumun afişi...)

16 Şubat 2011 Çarşamba

Şiirimden Bana İnce Bir Sitem



Hayatına doludizgin dökülen
genç ayrılıkların göz yaşlarıyla ağlıyorsun şimdi.
Başının belada olduğunu,
gecenin orta yerinde bu kadar geç anlamak,
gideni tekrar tekrar sayıklamak;
kaçışı olmayan keşkelerin boğazına düğümlenmesi
işkencedir bunu sende biliyorsun


Lakin kimse yanaşmıyor değil mi?
Kaçan kaçana...
Bir gönülsüzlük ki almış başını gidiyor;
üstüne üstlük o biçim öyle mi?
...
...
Kadınlarına ulaşamazsın artık
bir kere bulaştın ayrılığa
haliyle
darmadağın düşlerinle
zarf atıyorsun yalnızlığa
hepsi bu.

(Ocak 2010)

Güzel bir gün sizlerin olsun. Sevgiyle...

10 Şubat 2011 Perşembe

İnsanlara Dair. . .



          Paylaşmaya '' Sırf Şiirsel Yorum '' diyerek başlamak; aşktan, kaldırımlardan, yalnızlıktan ve kadınlardan bahsetmek, bahsedecek olmak ; okuyabilmek, okunduğunu hissedebilmek ve başucundaki şiirlerini insanlarının üzerine serpince gülümsemek; sahiplenmek, kıskanmak, bir kadına ya da erkeğe ait olmak hemde durup dururken bunu başarabilmek.......
          Blog sayfalarını takibe koyulmak ; yeri geldiğinde beklemek, yerli yersiz umutlanmak ve her zaman inanabilmek ; Nazım'ın da dediğine gelmek : durup dururken hiç bitmeyecekmiş gibi bağlanmak başladığın güne,ve her seferinde suyun yüzüne onu beklemek.......
          Çıkardığın her sonuca sıkı sıkı sarılmak; herkesin farklı bir dünyası olduğu gerçeğini, tez ya da geç anlayabilmek.......
          Bütün bu olup bitene devam etmeli diye sesleniyorsan, bütün bunlara ''Güzeldi'', ''İyi ki'' diyebiliyorsan; sebebi insanlarımdır bunu akıldan gayrı avuçlamayın.
***
          '' Bir şeye ait her şeyi öğrenin;
          her şeye dair bir şeyler bilin. '' demiş Var DYKE...
          İnsanlara ait her şeyi öğrenmek isterken; öğrendiklerimde insanlara dair bir şeyler arıyorum... Aradığını kaybedince düpedüz mutsuzluk sarar seni. Peki aradığını bulunca? İşte o zaman da bu yazı yazılır sonsuza. . .

3 Şubat 2011 Perşembe

Karanlık Kaldırımlar


Karanlık kaldırımlar...
Hep böyle kapkara...
Her yanı mecburi cinayet...
Her yanı tiryaki hasret...
Bir yanı paslı küfür...
...
...
Parça parça,
yolculuklar parçalanmış.
Sökülen o taş ki yalnızlık,
yalnızlığa da dayanmış.
Belki de kâr kalan,
aşınan o karanlıkmış.
...
...
Bu kaldırımlar benim hayatım.
Bu kaldırımlar benim şiirim!
Hep böyle bakar bu kaldırımlar
dalından koparılmayı bekleyen
yapraklara
çiçeklere
hep böyle bakar insanlara
karanlık kaldırımlar
hep böyle kapkara.

01.07.2010
Perşembe
 
***
Güzel bir gün sizlerin olsun. Sevgiyle...

26 Ocak 2011 Çarşamba

Kayıp ( 17. Kelime )


Gittiğin gün. . .
Seni kaybettiğim yerde aradım kendimi. . .
Anlayacağın öldürdüğümüz yola saptım yine. . .
Acaba kaç sıfır yitiktim başlamadan. . .

( Şubat 2010 )
---

Ebru'Ma...

12 Ocak 2011 Çarşamba

Gidişinle Tanıştık


Yabancı değildi
Senin bu çocuksu küsüp gitmelerin
Sonuncusunu hesaba katmıyorum tabi
O ne gidişti öyle
Sersem başına uyduk
Uyduruk bir bilinmeze sürüklendik
Ben yabancı
Sen yalancı
Sevgiden kör olmak varken
Sensizlikten kör kalmak
Bu kördüğüm aşka
Yapılan en büyük haksızlık
Seni asla bırakmam demiştin
O ne yalandı öyle
Sen yalancı 
Ben yabancı
...
...
Daha yeni yeni tanışıyoruz
Senden bana kalan
Başı boş yalanlarınla
Bu ne yalnızlık böyle
Ben yabancı
Sen yalancı

Ağustos 2010

Ebru'ma..

3 Ocak 2011 Pazartesi

Eski İstanbul Sokakları


Sokaklarına çıkıp aramak istesem
Bulabilir miyim o çocukların seslerini?
Huysuz amcaları, neşeli teyzeleri
Saklandıkları yerden çıkarabilir miyim?
...
...
Soylu ağaçların arasından
kanatlanan kırgın kuşların
kanatlarının gölgesinde
körpe çiçekleri ve köhne kaldırımları
soluyarak uçmaya çalışsam
kıskanmaz mısınız beni?
Ağır başlı sokakların yokuşlarında
salına sallana yürüyerek
sakar bir yaprak gibi
köşe bucak dolaşmaktan bile
''Zevk alıyorum!'' dediğimi düşünün
hissedebilir misiniz?
...
...
O mahallelerinden
o pazarlarından
kırık pencereli ahşap evlerinin önünden geçip
bu kapalı dünyaya inat
bu açık havada
bir kaçık gibi kapılmalı
Eski İstanbul Sokakları'na.
...
...
Kim başlattı bu oyunu?
Başımı duvara yasladığımda,
gözlerimi yummamıştım ki ben!
Hangi ara saklandınız?
Bu kaçıncı Elma deyişim...
Çıkmadınız hâlâ...
Eski İstanbul Sokakları
Duysanıza beni.
ELMA DİYORUM ELMAA!!!

OCAK 2011